Denizli gündem haberi: Ülker Buldan’dan “Bütçe Teklifi” Yorumu: “Bunun Adı Fakirlik Bütçesidir, Tıpkısı Adı Henüz Var Yolcu Abbas’ın Gidiş Bütçesidir”

HDP Kayırıcı Genel Başkanı Ülker Buldan, 2023 Yılı Merkezi Idare Bütçe Kanunu Teklifi’ne ilgili, “Faize cebin olduğunu söyleyen iktidar, nema lobisine dönüşmüş durumda. Burada rakamlardan bunu birlikte anlıyoruz. Bütçelerinde getiri lobisi var, savaş lobisi var ama halk bulunmayan, amele namevcut, işçi bulunmayan, kadın namevcut, yoksullar namevcut, emekliler bulunmayan. Bunun adı, tabiatıyla kim yokluk bütçesidir amma aynı adı henüz var, bulaşıcı Abbas’ın azimet bütçesidir” dedi.

HDP Adam Umumi Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilgilendiren meşruhat yaptı. Buldan, kısaca şöyle konuştu:

” Amasra’üstelik 41 canı, 41 dirim hikayesini kaybettik. Acımız amiyane çok balaban ve üzüntümüz çok dip. Kaybettiğimiz canlara Allah’tan rahmet, ailelerine, sevenlerine, arkadaşlarına kafa sağlığı dileklerimizi ve dertli olan insanlarımıza dahi müstacel şifalar diliyorum.

“İŞÇİLERİN MERHAMETSIZCE VE KANI ÜZERİNDEN YAPILAN KAR VE SÖMÜRÜ PLANIDIR ARISTOKRAT ETKEN”

Tarifsiz aynı biberli yaşadığımızın hepimiz, bu banko tıpkı kaza değildir ve göz bakarak göre gelen tıpkı cinayettir. Amasra, Soma’nın, Ermenek’in, Zonguldak’ın, Elbistan’ın, Siirt’in ve Şırnak’ın devamıdır sevgili arkadaşlarım. Hayatların, namevcut olup gitmelerinin nedeni, bittabi kim denetimsizliktir, cezasızlıktır, kar hırsıdır, üretim baskısıdır, kar azalmasın diyerek zaruri önlemlerin alınmamasıdır. AKP ve MHP iktidarının dümen zihniyetinin bu ülkeyi elbette iştirakçi mezarlığına çevirdiğine hepimiz tanığız. Çabucak bir yıl içerisinde 1359 iştirakçi, hayatını kaybetti. AKP Genel Başkanı isabet, bütün boyutlarıyla soruşturulacağını söylüyor ve hakeza bire bir tabir kullanıyor. Buna zahir inanalım canan ihvan. Çabucacık arkası sıra birlikte bire bir ‘şans planı’ diye niteleyerek tedbirsizliği ve katliamı meşrulaştırma çabası içerisine girdiğini hepimiz gördük. Banko şans planı olmadığını, buradan tıpkı misil elan hikâyelemek istiyorum. İşçilerin canı ve karın üzerinden yapılan kar ve sömürü planıdır esas etken. Emekçinin canı konusunda kurulan zenginler sofrasıdır asıl etken. Tığ, iktidarınızın bu konudaki sicilini Soma’dan çok dolgunca biliyoruz. Birlik 8 sene oldu, beyninde adalet bulunmayan. 301 madencinin katledilmesinin sorumluları kudret eliyle korundu ve kollanmaya da bitmeme ediyor. Üstelik işçilerin kafasına tekme atan, hususi çeşit müdürünüzü da tutum ateşesi yaparak ödüllendirdiğinizi bile biliyoruz, bunu unutmadık. Soma amacıyla hak mücadelesi veren canan Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay tutukludur. Bunu bile ayrımsız öğün elan hatırlatmak istiyorum. İşte bütün birlikte bu cezasızlık politikasıdır, beyaz zehir şirketlerini esas cesaretlendiren. Kamuoyuna üstelik yansıdı, Sayıştay denetimlerden belirleme ettiği risklerle ilişkin olarak Türkiye Taşkömürü İşletmesi’hangi korkulu uyarılarda bulunulmuş ama kimse dinlemiyor. Bu uyarıların gereği yapılmadı, işçinin canı azalabilir amma kar asla azalmasın. İşte bu iktidarın zihniyeti budur. Aileler gözyaşı dökerken, AKP Umumi Başkanı hafızalardan silinmeyecek ayrımsız meze sarfiyat etti. ‘Hamdolsun 24 saat geçmeden 41 şehidimize ulaştık’ dedi. Evet 24 saat geçmeden hakikat zihniyetlerini göstermeyi bire bir defa daha başardılar. Olur konuştukça batıyorlar. Battıkça da yerin dibine giriyorlar. Allah’tan korkun. 41 duygusal yaşamını yitirmiş ve sizin hesabınız onlara erişim saati yerine gözler önüne seriliyor. Keşki konuşmayın, bari bu kadar canın yitirilmesine istinkâf etmek duyun amma nafile. Bu ülkenin reisicumhur, yaptıklarıyla övünüyor. Türkiye sanki yüzyıl atlamış. 24 saat geçmeden bu canlara ulaşılmasını büyük bir fen adına Türkiye halklarının gözüne sermekte hiçbir zarar görmüyor. Bu 41 duygusal, hikayeleri olan, aileleri olan, ana baba kuzuları olan ve bugün toprağın altında olan canlardır, insanlardır. Sizin göreviniz, bu canların can güvenliğini sağlamaktır. Onların hayatını kaybettikten sonraları cenazelerine ulaşmadaki saat süresi gayrimümkün. İşte tıpkısı defa elan bu zihniyetlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte bu ülkedeki canlara sunulan kıymeti tıpkı öğün daha gözler önüne serdiler. Bu ülkede işçilere verilen, emekçilere verilen kıymeti tıpkı misil elan gözler önüne serdiler. Yazıklar olsun size.

“SERMAYE ELAN ÇOK KAZANSIN DİYE VERECEK, KAYBEDECEK BIR TANE BİR CANIMIZ YOKTUR”

Revan canlar bunların umurunda değil. Onlar amacıyla mehabetli olan varsa yoksa iktidarlarının itibarlarıdır. İnsan yaşamını öncelikli görmeyen bu zihniyeti herkes gani görmeli ve tanımalıdır. Anne mücadele edilmesi gereken aha bu anlayıştır. Bizler, HDP adına bu davanın sonuna büyüklüğünde takipçisi olacağız ve kapatılmasına asla izin vermeyeceğiz. Yaşamını yitiren ayrımsız madencinin eşi, ‘Üzerini örtmeyin. Bu tıpkı cinayettir’ diye haykırdı. Biz dahi buradan kortej veriyoruz. Peki, Amasra’yı unutmayacağız, unutturmayacağız. Parti adına heyetimiz tabii kim önce günden Bartın’a gitti. Lüzumlu incelemelerde bulundu ve işçilerle, sendikayla görüşmeler gerçekleştirdi. Raporumuzu bile yeryüzü kısa zamanda arkadaşlarımız kamuoyuyla paylaşacaklar. Buradan şu çağrıyı bire bir kere daha yapmak istiyorum: ‘İnsan yaşamını hiçe sayan bu yabani sömürü çarkına alın emeğin birliğini bu ülkede katiyetle görüntülemek zorundayız. Sermaye henüz çok kazansın diye niteleyerek verecek, kaybedecek biricik benzeri canımız yoktur. Tıpkısı güç henüz eksilmemek üzere tezayüt etmek, mütesanit olmak ve örgütlülüğümüz şişirmek zorundayız.’ İktidarın kurduğu sömürü karteline cebin emeğin ülkesini emekçilerin yönettiği tıpkı düzeni bütün gelişigüzel fotoğraflamak zorundayız.

“KİRLİLİK, ARTIK HALININ ALTINA SIĞMAYACAK BOYUTLARA VARMIŞTIR”

Devlet kendisine yaşadığımız yoksulluğun, sefaletin, ölümlerin ve adaletsizliklerin nedeni AKP MHP iktidarının oluşturduğu iri rant ve dağıtma düzenidir. Getirim düzenleri, temas yerinden patlamaktadır. Pislik, bundan sonra halının altına sığmayacak boyutlara varmıştır. Sayıştay raporları, çürümenin boyutlarını ortaya koymaktadır. Bartın’da iş sağlığı ve güvenliğine gelince hamur bulunmayan amma eksantrik yerlere gelince köken çok. Söz Gelişi, Gestalt Bankası bürokratları için hukuka uymaz bire bir biçimde yapılan 45 milyon lira özel afiyet sigortası harcamasına bolca servet var. TMSF bürokratlarının 18 milyon liralık hususi sağlık giderine mülk var amma işçinin can güvenliği üzere bu ülkede kaynak hangi eyvah ki namevcut. Bartın’üstelik ve farklı maden işletmelerinde iş güvenliği üzere lüzumlu takım ve teçhizata temel bulunmayan amma günlük servet ve bakım giderine 5 milyon TL harcayan saray amacıyla doyumsuz bire bir gerçek var. Çürümenin hangi birini anlatalım? Bu çürümeyi burada anlatmaya saatlerin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Lehtar enerji tevzi şirketleri, AR-GE faaliyetleri adı altında yaptıkları 117 milyon 484 bin teklik harcamayı, yolsuz bire bir biçimde halkın canlılık faturasına yansıtmıştır. Yemişler, içmişler faturayı de halka ödettiriyorlar. Hep halkımızın bundan daha çok dağarcığı yüklü olması gerekiyor. Yurttaşlarımız bu gerçeği, mebzul çakmak zorundadır.

“YAYA ABBAS’IN GİDİŞ BÜTÇESİDİR”

Geçkin 2023 Yılı Bütçe Teklifi’ni açıkladılar. Kamuoyuyla paylaştılar. Savunma adı altında cidal politikalarına ayrılan pay, 468,7 milyar TL. 2022 bütçesinin tüm iki cani. Gene bütçede repo giderlerine ayrılan hamur, 565,6 bilyon teklik. Faize cebin olduğunu belirten erk, ürem lobisine dönüşmüş durumda. Burada rakamlardan bunu bile anlıyoruz. Bütçelerinde repo lobisi var, uğraş lobisi var ama umum bulunmayan, amele bulunmayan, iştirakçi namevcut, kadın yok, yoksullar bulunmayan, emekliler yok. Bunun adı, bittabi kim yoksulluk bütçesidir ama benzeri adı henüz var, sâri Abbas’ın gidiş bütçesidir. Bu böyle sürmeyecek, gidecekler. Türkiye halkları kararını verdi. AKP- MHP iktidarını gönderecek. Bunu de tümce böyle bilsin.

“SANSÜR YASASI, AKP VE MHP’Yİ ESIRGEME VE YAŞATMA YASASIDIR”

Bittabi demincek yolsuzluklar ve halkın yaşadığı sefalet konuşulmasın diye bir sansür yasası çıkardılar. Sabık hafta Meclis’te oylandı. Sansür yasası, AKP ve MHP’yi dulda ve yaşatma yasasıdır. Evet dezenformasyon yasası, kesinlikle değildir. Türkiye’üstelik dezenformasyonun yegâne bire bir kaynağı ve merkezi var. O üstelik AKP ve MHP iktidarıdır. Yani saraydır.”

Share: