Hür Özel: Laf Bronz Soyer’in Olunca İtiraz Niteliksiz. Ama O Laf, Tunç Soyer’e Ilgili Değil Ki. O Laf, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Ilişkin

CHP Kol Başkanvekili Bağımsız Hususi, İzmir Büyükşehir Belediye Reisi Tunç Soyer’in kentin antagonist işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde söylediği sözlere yönelik tepkilere ilgilendiren, “Laf Bronz Soyer’in olunca itiraz cılız. Ama o konu, Bronz Soyer’e ilişik değil kim. Altına hepimiz imza atıyoruz ki o konu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin. O laf, Milli Mücadele’nin münasebet mübrem olduğunu anlatması açısından dahi hepimize Atatürk’ten vasiyettir” dedi.

CHP Manisa Saylav Bağımsız Milletvekili Hususi, Karşıyaka Belediyesi’nce yapılan Yapı Bostanlı Işporta Salonu’nun ve İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü sene dönümü vesilesiyle hazırlanan “Dokunaklı Çemberinde İzmir: İşgalden Kurtuluşa” isimli serginin esbak yapılan açılışına katıldı.

Hür Hususi, burada yaptığı konuşmada, Bronz Soyer’in İzmir’in antagonist işgalinden kurtuluşunun sene dönümü nedeniyle düzenlenen kutlamada söylediği sözlere müteveccih eleştirilere tepki gösterdi. Hususi, şunları söyledi:

“İzmir, 9 Ilkgüz 1922’nin 100’üncü yılını cuma akşamı namına, tarihine, şanına, şöhretine, şerefine reva ayrımsız şekilde kutladı. Acun açısından mefret rakamlar boğumlanma ediliyor. Bunu içine sindiremeyenler, karnı şişenler, çor duyanlar ve buna saldıranlar var. Neden yapıyorlar bunu? Insan adam meydanları benzeri şekilde doldurup bugünlere büyüklüğünde gelmiş olanlar, aynı ayrım noktasında olduklarının farkında. Hem 9 Eylül 2022 öyleydi, hem 29 Teşrinievvel 2023 öyle olacak. Arada yaşanacak seçimde herhangi bir madde ortaya çıkacak. Kim Atatürk’ün söylemine, söylevine, ondan duyduklarımıza inanıyor, ki onun karşısındakilere inanıyor?

“O KONU GAZİ MUSTAFA EKSIKSIZLIK ATATÜRK’E AİT”

Başta kudret partisinin İzmir’deki Umumi Başbuğ Yardımcısı’ndan başlayarak Öğür Sözcüsü’ne ve ülkeyi yöneten, yansız olması gereken o makamı işgal fail kişiden aklınıza gelen herkese kadar bir itirazda bulunuyorlar. Neye itiraz ediyorlar? ‘İktidar sahipleri o dönemde dalgı, vasıtalık ve hainlik içindeydiler’ lafına itiraz ediyorlar. Laf Bronz Soyer’in olunca itiraz gösterişsiz. Ama o konu, Tunç Soyer’e ilgili değil kim. Altına hepimiz imza atıyoruz ki o bahis, Gazi Mustafa Eksiksizlik Atatürk’e ilgilendiren. O bahis, Milli Mücadele’nin neden mübrem olduğunu anlatması açısından üstelik hepimize Atatürk’ten vasiyettir. İnanmayan inanmasın, savunmayan savunmasın. Numan Vareste çıkıyor, ‘Tığ bunlarla 150 yıldır alın karşıyayız’ diyor. Alalım takvimleri 150 sene geriye.1870’lere geliyor, 1. Meşrutiyet’e geliyor. Tığ, Genç Türklerin tarafındayız. Tığ, bilahare savrulduğu bazı munsap noktalar benzeri yana, İttihat ve Terakki’nin tarafıyız. Anadolu ve Rumeli Saye-i Ülfet Cemiyetleriyiz. Siz nesiniz orada? Siz, 30 sene parlamentoyu kapatanlarsınız. 30 yıl, tıpkı temerrüt için donanmayı Haliç’e bağlayıp hep adaları ve Kıbrıs’ı kaybedenlersiniz. Siz, Damat Ferit hükümetisiniz. Siz, Vahdettin’siniz. O savunduklarınız engelleme kuvvetlerine kırmızı halılar serip methiyeler düzerken bizim tarafta, Kartal İstimbotu’nun üzerinde ‘Geldikleri kadar giderler’ diyen Gazi Mustafa Eksiksizlik Atatürk var. ‘İzmir’in kurtuluşu kutlanmamalıdır’ diyen İsmail Yiğit o taraftaysa biz, bütün bu tarafta kalmaya bitmeme edeceğiz.

“SELÇUKI ÜSTELIK BİZİM OSMANLI DE BİZİM CUMHURİYET DA BİZİM”

Tığ, Atatürk’ten öğrendik tarihi. Atatürk yaşadı, yazdı; onun yazdıklarından okuduk. Siz ‘Keşke Palikarya kazansaydı’ diyen Fesli Düzgüsüz Kadir’in tarihine inanıyorsanız tırsmak duymayız, sizin karşınızda durmaktan de haysiyet duyarız. ‘Efendim Osmanlı ile Türkiye’yi yüz yüze getirmeyin’ diyorlar. Atatürk’e, İnönü’ye ‘iki ayyaş’ diyenler, Cumhuriyet’imizin müessis kadrolarına yağılık besleyenler, ‘Atatürk’e parça yârenlik besleyici ne ölüme ne dirime gelsin’ diyen adamın dirisine ziyarete gidenler, deminden çıkacak ‘Osmanlı ile Cumhuriyet’i yüz yüze getirmeyin’ diyor. Gelmesin. Selçuklu da bizim, Osmanlı de bizim, Cumhuriyet Altını dahi bizim. Kimesne tarihini inkar ediyor değil. Artısıyla eksisiyle bizim. Celal Bahçeli’ye yoklamak lazım; o utkulu kahramanların Vahdettin ile tıpkı bilcümle ortamında kurulmasına elbette peyrev kalabiliyor ve aynı söylemi öz bittabi gine edebiliyor. Ona araştırmak geçişsiz. Şehriyâr Alpaslan’ın, Orhan Gazi’nin, Fatih Hükümdar Mehmet’in, Kanuni Hükümdar Süleyman’ın benzeri tığ çekmeden düşmana arazi terk etmişliği varmış mı de Vahdettin ile gelişigüzel onları anıp bütün tıpkısı tarihe laf edilmiş gibi konuşuyorsun.”



Share: