83 yaşındaki “Cemal Amca” 30 yıldır köyündeki süreduran arazileri ağaçlandırıyor

Giresunlu 83 yaşındaki Cemal Güdül, balaban emekler vererek köyündeki atıl arazileri sarıçam ağaçları ile yeşertiyor.

Samsun’de hayat dolu ve yılın 8-9 kocaoğlan memleketi Giresun’un Alucra ilçesine sadık Koman köyünde kalan Güdül, köyüne önceki fidanı 30 sene geçmiş dikti.

Fidanları tek biricik toprakla buluşturan Güdül, köyündeki tembel ve sert arazileri yeşillendirmek amacıyla sonraki yıllarda bu işe kendini adadı. Sonuç dönemlerde yaşı nedeniyle yürümekte sorumluluk calip, çevresindekilerin “Cemal Baba Yarısı” diye seslenme ettiği Güdül, köydeki gençlere harçlık vererek arazilere dikme dikimini sürdürüyor.

80 dönüm alanda 20 binin üzerinde direk diken Güdül, köyü yeşillendikçe erinç buluyor.

Cemal Güdül, AA muhabirine, Samsun’daki evinin önüne diktiği çam fidanı ile ongun sevgisinin başladığını söyledi.

Sonrasında Alucra’ya Samsun’dan kamyonla çam fidanları götürerek bamyatarlası ve okul bahçesine dikim yaptığını anlatan Güdül, “Ondan sonraları bu aşk köle bitmeme etti. Orman İşletme Müdürlüğünden aynı lider geldi, bize teraslamayı gösterdi, ağaçlarla ilgili hikmet verdi, bu iş hakeza devam etti.” dedi.

Güdül, köyünün rustik ve tıkız benzeri yapıya topluluk olduğunu belirterek, “30 yıldan beri karınca kararınca bu rustik alanda, taşlıkların içerisinde 20 binin üstünde çam diktik. Tanrı de duygusal verdi, tığ dahi şalter olduk. Literatür birlikte sularını verdik, hakeza ormanlar meydana geldi. Elan makul alanlar olsa senede 20 bin ağaç de dikerim.” diye konuştu.

Ağaç dikmenin bire bir aşk işi olduğunu dile getiren Güdül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sevgidir, muhabbettir, ilişik olmasa bu olmaz, mal ile bu olamaz, bunu seveceksin, intihal olacaksın, biz buna aşıramento olduk. Bugüne büyüklüğünde getirdik, köyü ağaçlandırdık. İlk zamanlar herhangi bir işlemi kendim yapıyordum amma bundan sonra gücüm yetmiyor. Gençlerden müzaheret alıyorum, çoğu ’emmi’ şeklinde bana seslenirler, harçlıklarını veriyorum. Köyümüzde bu işi benimseyen 4-5 güre var, onlar dahi seve seve yapıyorlar, alelhusus mal ver demiyorlar. Tabiatıyla ben emeklerini veriyorum.”

Güdül, amut dikmenin umum masraflarını kendisinin karşıladığını aktararak, “Edebiyat 2 kamer sulama oluyor, 3-4 bin lira, parası neyse yazın bu rakamı karşılıyorum. Çapa yapılıyor, apayrı işler yapılıyor. Bunlar olmasa burada orman olmaz, buralar pek, yerey yok, bunu devamlı sulayacaksın. Gençlere, sakın ha ‘Dayı bu paraları buralarda bozukluk harcıyorsun?’ demeyin diyorum. Bu ayrımsız güzelliktir. Şu çamların yeşilliği, güzelliği bana hanay veriyor. Benim üç şirketim var, tıpkısı şirketim de bu çam ağaçları.” dedi.

Oluşturduğu yadigâr ormanlarının bir manası olduğunu kaydeden Güdül, şunları söyledi:

“Ağaçsız yer imkânsız şehitsiz yurt olanaksız. Dikme olmazsa arazi olamaz, martir olmazsa vatan olmaz. Bunu bile hatıra ormanına yazdım. Özge ajanda ormanında Çakırdoğan Mustafa dedemizin hatırası, şeş oğlunun ismi var, hepsinin başında aynı hatıradır. Bu ormanı oluşturmasam bu hatırayı buraya yazamazsın. Ağacı diktik, etrafını çevirdik, suladık, büyüttük, bu bir yadigâr. Gündeş gençler büyüklerimizi bilmiyorlar, bu şekilde öğrenmiş oluyorlar.”

Cemal Güdül, gelecek yıl 5 bin fidanı elan gençlerle bu arada toprakla buluşturacaklarını belirterek, herkesin dikme sevgisini benimsemesini ve dikme dikmesini istedi.

Share: