Lütfü Çarpışma: “Mülteci Konusu Milli Benzeri Konudur, Siyasete Malzeme Edilmesine Karşıyım”

Hatay Büyükşehir Şehremini Lütfü Savaş, Türkiye ile Suriye arasında 12 yıldır süren gerginliğin sona ermesi üzere hükümetin ayrımsız çözüm bulması gerektiğini söyledi. Çarpışma, “Bu bire bir milli konudur ve siyasete gereç edilmesine karşıyım. Bu işi kavgayla kaosla çözmeyeceğiz. Cihanşümul doğrular ve hukuk ile çözmemiz lazım. Hükümetler arası diyaloğun tıpkı zaman geçmiş başlaması lazım” dedi.

Hatay Büyükşehir Belediye Reisi Lütfü Çekişme, konuk olduğu monitör programında büyüklük gündemine ilgili izahat yaptı.

“MÜLTECİ KONUSU MİLLİ BİR KONUDUR SİYASETE GEREÇ EDİLMESİNE KARŞIYIM”

Türkiye ile Suriye beyninde 12 yıldır süren gerginliğin sona ermesi üzere hükümetin ayrımsız hal bulması gerektiğini söyleyen Cenk, mülteci yardımlarının tıpkı kısmının Suriye’nin kalkınması için ayrılabileceği ve böylelikle Suriyelilerin ülkelerine ansız dönebileceği tıpkısı planın yapılması gerektiğini savundu.

Cidal, “Bu benzeri milli konudur ve siyasete malzeme edilmesine karşıyım. Bu işi kavgayla kaosla çözmeyeceğiz. Evrensel doğrular ve ünsiyet ile çözmemiz lazım. Hükümetler arası diyaloğun tıpkı zaman geçmiş başlaması geçişsiz. Elbet Rusya ve Ukrayna’yı barıştırmaya çalışıyorsak, bizim Suriye ile ilişkilerimizin üstelik çözülmesi geçişsiz, onlar bizim din kardeşlerimiz. Hükümetin bu konuda henüz donör olması geçişsiz” dedi.

HBB’nin çalışmalarıyla ait vukuf veren Kavga, belediyeciliğin değiştiğini ve başkanların çıktı çok daha şümullü sorumluluklarının olduğunu vurgulayarak Hatay’bile yapılan yenilikleri anlattı.

“BİZİ VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR, BOŞA YATIRIM DEDİLER, ŞİMDİ BİLETLER BULUNMAYAN SATIYOR”

Türkiye’nin uray imkanlarıyla yapılan önce arsıulusal palyatif taşımacılığı fail Hatay Deniz Otobüsü (HADO) projesi için senelerce çalıştıklarını tamlayan Uğraş, “Hatay ve Yıldız Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye’nin kalesi konumunda olan iki kara parçası. İkisi beyninde benzeri köprü oluşması lazımdı, bahir ulaşımı gerekiyordu. HADO’yu yapabilmek üzere 6 sene bürokratik konularda çalıştık. İktidar yaptırmak istemedi, ihtiyaç yok dedi. Bütçeden hiçbir nasip almadan ağız ağıza kendi imkanlarımızla yaptık” diye konuştu.

Cidal, “Türkiye’dahi ilk defa denizde benzeri çizgi kapısına sahip olduk ve ilk defa tıpkısı uray arsıulusal sularda adam taşıması yapabiliyor. Bizim amacıyla çekicilik donör aynı fenomen. Bize beyhude bire bir envestisman dediler, vazgeçirmeye çalıştılar amma açıldığından beri 21 bin sâri taşıdık ve serencam zamanlarda biletlerimiz namevcut satıyor. KKTC’bile iki limana seferimiz var, şimdi amacımız Lübnan’a defa monte etmek” dedi.

“HATAY’IN GERÇEKLERİNİ GELECEĞE TAŞIMA KONUSUNDA KALICI ESERLER YAPTIK”

EXPO’21 Hatay üzere yapılan alanların sürekli olacağını hatırlatab Çarpışma, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Suriye krizi cihetiyle icap içtimai gerek hesaplı anlamda büyük sıkıntılar yaşadık ve bizi haddinden fazla yordu. Tığ dedik ki Hatay’dahi hazar temasıyla ayrımsız EXPO yapalım. Eksiksiz masraflarını kendimiz karşıladık, benzeri kısmını borçla yaptık. Çok şükür şimdiye kadar 1 milyon 800 bini fazla ziyaretçi oldu. Hatay’ın gerçekleriyle insanları buluşturduk ve bu gerçekleri geleceğe nakil üzerine kalımlı asar yaptık. Şu anda insanlar orada eğleniyor, eğitim bilimi görüyor, ticaret yapabiliyor. Tığ EXPO’yu dolu meşbu yaşadık ve EXPO bundan sonra Hatay halkının, eğitimler dahi kültürel ameliyat birlikte kâffesi devam edecek. Tığ bu alanları yaparken tıpkı kuruşumuzun birlikte boşa gitmemesi üstüne kurguladık. 23-26 Ekim’birlikte tarım fuarı yapacağız. Dünyanın değme yerinden gelenler olacak ve artık ayda bire bir fuar düzenlenecek.”

“ARTIK BELEDİYE BAŞKANLARI BÖLGENİN ÖĞÜN GÖSTERİCİSİ BAŞLAMAK ZORUNDA”

Çekişme, Rustik Kalkınma Projesi ile ilgili bile şunları söyledi:

“Dünya iki noktaya doğru evriliyor ve bu iki noktaya metin erişen ülkeler kendini güvende hissedecek, elan kıvrak kalacaklar. Bu iki noktanın biri uygulayım bilimi biri da tarım. Son yıllarda kendi kendine yetemeyen bir büyüklük durumundayız. Uygulayım Bilimi üzerine dahi dünyanın çokça gerisindeyiz ama tarımda evvel 10 ülkeyi yakalayabiliriz. Maalesef Ekincilik Bakanlığı’nın gelecekle ilgili ayrımsız stratejisi yok. Bu sebeple bizim bu konuya umum atmamız gerekliydi. Kıtipiyoz tarım alanı olan çiftçiler Suriyeli sığınmacıların gelmesiyle ve devletin onlara tarım alanları tahsis etmesiyle kendine piyasada daha az saha buldu ve toprağını satıp şehre göçmeye başladı. Bu genişlik beni haddinden fazla üzdü. Örneğin ego iki el Yayladağı’nda çilek üreticilerine ikişer milyonluk fide aldım. ‘Yeter ki toprağınızı satmayın hars siz birlikte mülk kazanın’ dedim. Şu anda 14 bin 500 çiftçiyle alay malay çalışıyoruz. Bir kısmına fide verdik, bir kısmına döl verdik ve tığ şu anda organomineral matbu üretip maliyetine çiftçiye veriyoruz. Birçok ürünün fide ve tohumunu verdik ve dedik kim siz firez, satamazsanız biz alacağız, kâfi ki siz toprağınızı ekin.

Bunlarla birlikte biz çiftçinin ürünlerini endüstriyle de buluşturuyoruz. Kurutup paketleyip ihraç ediyoruz. Biraz yıla büyüklüğünde umum belediyeler gelip bu modeli bizden ahzetmek isteyecek. Çıktı acun yerelden kalkınmaya müracaat etmek zorunda. Vaktiyle uray başkanları enfrastrüktür, öğün, bostan yapsın yeterdi ama deminden bölgenin ekonomisinin lokomotifi ve kat göstericisi almak zorunda.”

Share: